16 Eylül 2025 Salı

İKSV-18. İstanbul Bienali-Yılmaz Parlar

  

Üç Ayaklı Kedi ile Kapılarını Açıyor

Sanat, Direniş ve Umut İçin Bir Çağrı

Küratör Christine Tohmé'den güçlü mesaj; "Filistin'deki soykırım durdurulmalı. Sanatımız, dünyada ezilenlerin sesi olsun diye." 30'u aşkın ülkeden 47 sanatçının eserleri, 8 mekânda ücretsiz sergilenecek.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 2007-2036 ana sponsoru Koç Holding'in desteğiyle düzenlenen 18. İstanbul Bienali, bu yıl alışılmışın dışında bir formatta, "Üç Ayaklı Kedi" başlığıyla sanatseverlerle buluşuyor.

Küratörlüğünü Lübnanlı küratör Christine Tohmé'nin üstlendiği bienalin, üç yıla yayılacak olan uzun soluklu yolculuğunun ilk ayağı, 20 Eylül - 23 Kasım 2025 tarihleri arasında, Beyoğlu-Karaköy hattındaki birbirine yürüme mesafesindeki 8 farklı mekânda ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

Bienalin detaylarının paylaşıldığı Basın Buluşması, bienal mekânlarından biri olan Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi'nde gerçekleştirildi.

Toplantıya, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, İstanbul Bienali Direktörü Kevser Güler ve Küratör Christine Tohmé katıldı.

Tohmé'den Dünyaya Sanatla Siyasi ve Duygusal Bir Çağrı

Basın toplantısında en dikkat çekici konuşma, bienalin küratörü Christine Tohmé'den geldi. Tohmé, konuşmasına katılımcılara teşekkür ederek başlasa da, sözlerini hızla dünyada yaşananlara ve sanatın rolüne getirdi. Duygusal ve politik olarak "inişli çıkışlı" bir dönemden geçildiğini vurgulayan Tohmé, "Tarihin çok karanlık bir bölümüne tanıklık ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Tohmé, konuşmasında özellikle Filistin, Sudan ve Kongo'daki duruma dikkat çekerek, "Çalışmamız aracılığıyla dünyada ezilen insanların ve her gün en korkunç suçlara tanık olanların hissiyatlarını biraz olsun değiştirmeye çalışırız" dedi. Yaptığı işin, hayatını kaybeden herkese bir "armağan" olduğunu söyleyen Tohmé, şu sözlerle konuşmasını sürdürdü:

"Filistin'de yaşanan soykırımı durdurmak zorundayız. Çünkü dünyanın bir köşesinde, sadece yaşama, var olma ve topraklarına sahip olma hakkı istedikleri için masumca katledilen birileri varken koltuklarımıza yatıp uzanamayız... Bazen aptal ve naif hissediyorum, ama bu inanç kalbimde var ve buna sınırsız bir şekilde inanıyorum."

Tohmé, bienalin kavramsal çerçevesini anlatırken de, sanatı bir "tanıklık biçimi" ve "ısrar göstergesi" olarak tanımladı. Bienalin, "öz-koruma" ve "gelecek" temaları etrafında, kahkaha, reddetme ve büyülenme tonlarında şekillendiğini ifade etti.

Eczacıbaşı, "İstanbul ve Bienal Birbirine Güç Verdi"

İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 38 yıldır düzenlenen bienalin İstanbul'u dünya çapında bir sanat merkezi haline getirme vizyonlarının en önemli adımlarından biri olduğunu belirtti. "Şehrin dokusu, dinamizmi bienale esin kaynağı olurken, bienal de İstanbul'un tarihini, kültürünü, güncel yüzünü dünyaya açtı" diyen Eczacıbaşı, Koç Holding'in uzun soluklu sponsorluğunun bienali ücretsiz erişilebilir kıldığını vurgulayarak tüm destekçilere teşekkür etti.

Ömer M. Koç, "Sanat, Toplumsal İlerlemenin Temel Ölçütüdür"

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ise, Atatürk'ün "Güzel sanatlarda muvaffakiyet, bütün inkılapların muvaffak olduğunun en katî delilidir" sözünü hatırlatarak başladığı konuşmasında, sanatın toplumsal varoluşun temel unsurlarından biri olduğunun altını çizdi. Belirsizliklerle dolu bir çağda sanatın yaratıcı cesaretine ve sorgulamasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu söyleyen Koç, "Bienalin bu yılki konsepti 'Üç Ayaklı Kedi', eksiklik gibi görünen durumların aslında yeni bir denge kurma biçimine dönüşebileceğini bizlere hatırlatıyor" dedi.

Yürüyerek Keşfedilecek Bir Bienal

  1. İstanbul Bienali, ziyaretçilerini İstanbul'un tarihi dokusu içinde yürüyerek bir keşfe davet ediyor. Sergilenecek 8 mekân şunlar:

Elhamra Han: İstiklal Caddesi'nde, bienal için ilk kez kullanılacak.

Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi: Filistinli sanatçı Khalil Rabah'ın yerleştirmesine ev sahipliği yapacak.

Meclis-i Mebusan 35

Külah Fabrikası: Eski bir dondurma külahı fabrikası.

Zihni Han: Bienal için önemli bir restorasyonla yenilendi, ilk kez halka açılıyor.

Galeri 77: Eski bir depo.

Muradiye Han, Restore edilen tarihi bina.

Galata Rum Okulu, Kapsamlı restorasyonun ardından bienale geri dönüyor.

Küratör Tohmé, ziyaretçilere "Tek bir taksiye bile binmenize gerek kalmayacak. Keyfini çıkaracaksınız. İki buçuk saatte yürüyerek yapabilirsiniz ama eserlerle etkileşim kurmak iki buçuk gün sürüyor" çağrısında bulundu.

18. İstanbul Bienali, "Üç Ayaklı Kedi"
Tarih: 20 Eylül - 23 Kasım 2025
Mekânlar: Beyoğlu-Karaköy hattındaki 8 farklı nokta
Katılım: Ücretsiz
Sanatçı Sayısı: 30'u aşkın ülkeden 47 sanatçı
Eser Sayısı: 100'ün üzerinde

Küratörün Sesi: Christine Tohmé, bienali "dünyada ezilenlerin hissiyatını değiştirmeye adanmış bir çalışma" olarak tanımlıyor.

Siyasi Vurgu: Açılış konuşmasında Filistin, Sudan ve Kongo'daki duruma dikkat çekilerek "soykırım" ifadesi kullanıldı.

Üç Yıllık Yolculuk: Bienal, geleneksel formatı kırıyor; sergi, kamusal program ve akademi çalışmalarıyla 2027'ye kadar sürecek.

Yürüyerek Sanat: Tüm mekânlar yürüme mesafesinde. Ziyaretçiler şehrin dokusu içinde tam bir deneyim yaşayacak.

Zihni Han'ın Açılışı: Tarihi Zihni Han, büyük bir restorasyonla bienal sayesinde ilk kez kapılarını açıyor.

yilmazparlar@yahoo.com

13 Eylül 2025 Cumartesi

GlobeMeets 2025-Yılmaz Parlar

 

Turizmin Kalbi İstanbul’da Attı

Rixos Tersane Hotel’de Başlayan Buluşma, Baltalimanı Portaxe’de After Party ile Son Buldu

Turizm sektörünün en prestijli buluşmalarından biri olan GlobeMeets 2025, 11-12 Eylül tarihlerinde İstanbul Rixos Tersane Hotel’de gerçekleştirildi.

Açılış konuşmalarının ardından B2B görüşmelerine geçen katılımcılar, iki gün boyunca uluslararası iş ortaklıkları için önemli bağlantılar kurdu.

Etkinlik, Cuma akşamı Baltalimanı Portaxe’de düzenlenen görkemli after party ile sona erdi.

Hüseyin Kurt, “GlobeMeets Dünyayı İstanbul’da Buluşturuyor”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan GlobeMeets Kurucu Başkanı Hüseyin Kurt, GlobeMeets’in üç yıl önce hayal edilen bir yolculuktan bugün turizmin en önemli küresel buluşmalarından birine dönüştüğünü vurguladı.

Kurt, “GlobeMeets butik kalacak, samimi kalacak, özel kalacak. Daha büyük olmak değil, daha çok değer üretmek bizim önceliğimiz. Bu organizasyon ülkeler arasında köprü kuruyor, ticareti hızlandırıyor, turizmi büyütüyor” dedi.

B2B Görüşmelerinde Rekor Katılım

Bu yılki etkinlik, geçtiğimiz yıla göre %20 büyüme gösterdi. 200 masalık B2B görüşme düzeni Mart ayı sonunda tamamen dolarken, Nisan’dan itibaren birçok katılımcının talebi geri çevrilmek zorunda kaldı.

 Bu yoğun ilgi, GlobeMeets’in yalnızca bir fuar değil, turizm sektörünün en güçlü networking platformu haline geldiğini ortaya koydu.

GlobeMeets B2B

Sağlık Turizminden Aile Kamplarına Yeni Trendler

Rixos Tersane Hotel’de düzenlenen GlobeMeets 2025 Turizm Zirvesi, küresel turizm sektörünün önde gelen isimlerini, büyükelçilik temsilcilerini, havayollarını, otel zincirlerini ve seyahat acentelerini bir araya getirdi.

Zirvede, sağlık turizminden aileyle tatil deneyimine, sürdürülebilir turizmden lüks organizasyonlara kadar birçok yenilikçi konsept ve iş birliği fırsatı için turizmciler Globemeets zirvede B2B ye yoğun ilgi gösteriler.

Oya Banu Yurdabakan ile Söyleşi

Etkinlikte Lotus Event Başkanı Oya Banu Yurdabakan ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Lotus Event, kurumsal etkinlikler, roadshow’lar, gala geceleri ve MICE organizasyonlarıyla sektörün en güvenilir markalarından biri.

Yurdabakan’ın liderliğinde, profesyonel ekibiyle uluslararası standartlarda hizmet sunan Lotus Event, Türkiye’nin tanıtımına ve turizm vizyonuna büyük katkı sağlıyor.

Havayolları ve Oteller Rekabeti Büyütüyor

Zirvede, global ve bölgesel taşıyıcılar da hedef ve yatırımlarını açıkladı.

Emirates Havayolları, lüks seyahat deneyimi ve geniş global ağıyla özellikle uzun mesafe seyahatlerdeki hakimiyetini pekiştirmeyi hedeflediğini duyurdu.

Pegasus Havayolları, filo büyüklüğü ve genç yaş ortalamasına dikkat çekerek, 4.9 yaş ortalamasına sahip 124 uçağıyla 38 iç, 115 dış hat olmak üzere toplam 153 noktaya ve 54 ülkeye erişim sağladığını vurguladı. Bu verilerle, Avrupa, Orta Doğu ve Asya arasında kritik bir bağlantı noktası olduğunun altı çizildi.

Florya Crowne Plaza Hotel, İstanbul’un önemli kongre ve iş otellerinden biri olarak, özellikle zirve ve fuar katılımcılarına yönelik hizmetlerini ve yeni nesil toplantı olanaklarını tanıttı.

Fransız Rüyası ve Azerbaycan Cazibesi

France Via Turizm, Paris Disneyland başta olmak üzere Fransa’nın eğlence, kültür ve tarih turlarındaki iddiasını yeniledi. Aileler ve çiftler için hazırlanan özel paket turlarla Fransız turizmine olan ilgiyi canlı tutmayı amaçladıklarını belirttiler.

Azerbaycan Bakü temsilcileri, Kafkaslar’ın incisi Bakü’nün tarihi ve modern yüzünü bir arada sunan zengin turizm olanaklarını anlattı. Şehrin kültürel mirası, mutfağı ve misafirperverliğinin ön planda olduğu bir tanıtım gerçekleştirildi.

Nepal, Doğu’nun Mistik Kapıları Açılıyor

Nepal Turizm Kurulu, ülkenin eşsiz doğal güzelliklerini, Himalayalar’ı ve kültürel zenginliğini tanıtmak için zirvedeydi. 1998’de kamu-özel sektör ortaklığı (PPP) modeliyle kurulan Kurul, Nepal’i dünyaya pazarlamak için sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiriyor. Trekking, manastır turizmi ve macera arayışındaki gezginler için Nepal’in vazgeçilmez bir destinasyon olduğunun altı çizildi.

Çocuklu Aileler İçin Tatil Stresi Tarih Oluyor

Seyahat sektöründe öne çıkan bir diğer konu da çocuklu ailelerin tatil ihtiyaçları oldu. Bu alanda fark yaratan Küçük Filozoflar Kampta projesinin temsilcisi Zeynep Ilgaz, aile kamplarının önemini vurguladı. Ilgaz, “Ebeveynler çocuklarıyla kaliteli zaman geçirirken aynı zamanda kendilerine de vakit ayırabilsin istiyoruz. Kamplarımızda çocuklar uzman eğitmenler eşliğinde yaşıtlarıyla doğada öğrenirken, ebeveynler de dinlenip, doğanın keyfini çıkarıyor. Tabletlerden uzak, unutulmaz bir aile deneyimi sunuyoruz” dedi.

Küba’dan “Sağlıklı ve Sorumlu Turizm” Vurgusu

Zirvenin dikkat çeken isimlerinden biri, İtalya’daki Küba Büyükelçiliği Turizm Müşaviri ve Küba Turizm Konseyi Üyesi Yanet Mora Ferguson oldu. Ferguson, Küba’nın sağlık turizmindeki gücünü ve “Sağlıklı, Sorumlu ve Dayanışmacı Turizm” vizyonunu katılımcılarla paylaştı. Küba’nın dünyaca ünlü sağlık hizmetleri ve wellness merkezleriyle, pandemi sonrası dönemde sağlık odaklı seyahat arayışında olan turistler için önemli bir destinasyon olmaya devam ettiğini vurguladı.

Küba Puro Kültürü Üzerine Söyleşi

Etkinlik kapsamında sahneye çıkan Cem Türk, katılımcılara Küba purolarının kültürel yolculuğunu anlattı. Söyleşide, puroların tarihsel ve kültürel önemine değinirken; tat profilleri, acı ve ekşi aromalarıyla farklı damak zevklerine hitap eden yönlerini aktardı. Türk, aynı zamanda nikotinin zararlarına dikkat çekerek bu geleneğin keyif amaçlı ve doğru zamanda yaşanması gerektiğinin altını çizdi.

Anı Mimarlığında Bir Marka

 Tuba Şeker Organizasyon

Zirvenin göz alıcı duraklarından biri de Tuba Şeker Weddings & Events Production standı oldu. Kurucu ve “Anı Mimarı” Tuba Şeker Bekoğlu, üçüncü kez katıldıkları GlobeMeets’te markalarının özgün tasarım yaklaşımını ve “anı mimarlığı” vizyonunu paylaşmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. “Görsel estetiği detaylardaki zarafetle buluşturduğumuz tasarımlarımızla; her etkinliği bir sanat eseri, her anı ise unutulmaz bir deneyime dönüştürmeyi sürdürüyoruz” diyerek sektöre kazandırdıkları değeri özetledi.

Kuzey Kıbrıs’ın Öncü İsmi Hiltur

Hiltur Seyahat Acentesi İş Geliştirme Direktörü Tuğçe Kurt ve ekibi (Merve Sarıca, Öykü Akgül, Doğukan Teker), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 2020’den beri sürdürdükleri kaliteli hizmeti anlattı. Otel rezervasyonundan uçak bileti ve kültür turlarına, kongre organizasyonlarından havalimanı transferlerine kadar geniş bir yelpazede, en uygun fiyat politikasıyla hizmet verdiklerini ifade ettiler.

GlobeMeets 2025, turizm sektörünün yeniden canlanması ve küresel iş birlikleri için önemli bir köprü vazifesi görürken, katılımcıların memnuniyetleri dikkat çekiciydi.

Etkinlik, Cuma akşamı Baltalimanı Portaxe’de düzenlenen görkemli after party ile sona erdi.

GlobeMeets Hakkında

GlobeMeets, uluslararası turizm pazarlaması alanında uzmanlaşmış bir şirkettir. Türk turizm pazarına yeni destinasyonları ve şirketleri tanıtmakta; havayolları, kruvaziyer firmaları, otel zincirleri ve destinasyon yönetim şirketleriyle kapsamlı iş birlikleri yürütmektedir. Misyonu; karar vericileri, hizmet sağlayıcıları ve turizm paydaşlarını bir araya getirerek yeni iş birliklerine zemin hazırlamaktır.

yilmazparlar@yahoo.com

6 Temmuz 2025 Pazar

ÖKHD Doppi Kültürünü Yaşattı-Yılmaz Parlar

  

Özbekistan Kadın Hakları Derneği (ÖKHD), Türkiye’de ilk kez UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan “Doppi” şapkasını yaşatmak için manidar bir kutlamaya imza attı.

5 Temmuz 2025 Cumartesi günü, İstanbul Mecidiyeköy’de bulunan dernek merkezinde düzenlenen bu renkli etkinlik, Özbek kültürünün nadide bir parçası olan “Doppi”nin tanıtımına ve yeni nesillere aktarılmasına vesile oldu.

Etkinliğe öncülük eden isim, yılın “Altın İnsan Ödülü” sahibi, derneğin karizmatik ve vizyoner başkanı Azade (Ozoda) İslamova idi. Kendisi sadece bir sivil toplum lideri değil, aynı zamanda kültürel hafızanın taşıyıcısı olarak dikkat çekiyor.

Doppi Nedir? Bir Şapkadan Fazlası

Doppi; Özbek halkının yüzyıllardır kullandığı, başta Fergana Vadisi olmak üzere ülke genelinde yaygın olan geleneksel bir şapkadır. Kare ya da yuvarlak formda, özel Atlas veya Adras kumaşlardan dikilen bu başlık, üzerinde taşıdığı nakışlarla bölgesel ve sembolik mesajlar taşır. Her bir dikiş, her bir motif; sevgi, bereket, sağlık, cesaret gibi anlamlar içerir.

UNESCO tarafından 2019 yılında “Somut Olmayan Kültürel Miras” olarak ilan edilen Doppi, Özbekistan’da her yıl 9 Eylül’de özel gün olarak kutlanmaktadır. Ancak bu kutlama, Türkiye’de ilk kez ÖKHD tarafından hayata geçirilmiş oldu.

Bir Kültür, Bir Kadın Eliyle Hayat Buluyor

Etkinlik boyunca geleneksel kıyafetler, halk şarkıları ve Doppi şapkalarının farklı varyasyonları sergilendi. Katılımcılar, hem bu miras hakkında bilgi aldı hem de kendilerine ait kültürel kodlarla bağ kurdu. Azade İslamova’nın yaptığı açılış konuşmasında verdiği şu mesaj dikkat çekiciydi:

“Doppi bizim yalnızca başımızı süsleyen bir nesne değil, kimliğimizi, tarihsel belleğimizi, kadınlarımızın emeğini taşıyan kutsal bir simgedir. Nerede yaşarsak yaşayalım, bu şapka bize kim olduğumuzu hatırlatır.”

Etkinlikte sadece bir gelenek tanıtılmadı, aynı zamanda diaspora toplulukları için bir kültürel dayanışma zemini de oluşturuldu. Dernek üyeleri, gönüllüler, sanatçılar ve basın mensupları aynı çatı altında buluşarak ortak bir hafızayı yeniden canlandırdı.

Kültür Sadece Müzede Yaşamaz

Bir gazeteci olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Bu etkinlik, sıradan bir kültürel gösterimden çok daha fazlasıydı. Göçmen toplulukların yaşadığı ülkelerde köklerini unutmadan var olabilmesi, ancak bu tür girişimlerle mümkündür.

Azade İslamova’nın liderliğinde gerçekleşen bu program, Türkiye’de yaşayan Orta Asya kökenli toplumlar için yalnızca nostaljik bir hatırlatma değil, geleceğe yönelik güçlü bir kültürel yatırım anlamına gelmektedir.

Kültür yalnızca müzelerde ya da tarih kitaplarında korunmaz. Kültür, yaşandıkça, paylaşıldıkça ve aktarıldıkça yaşar. Ve bugün, İstanbul’da bir grup yürekli kadın, bunu başardı.

yilmazparlar@yahoo.com

27 Haziran 2025 Cuma

Etkinlik Sektörünün Gururu Meltem Tepeler-Yılmaz Parlar

  Türkiye'de bir kadın isterse neler başarabileceğini en güçlü şekilde kanıtlayan isimlerden biri Meltem Tepeler'dir.

Öncü vizyonu, uluslararası duruşu ve sektöre kazandırdığı sayısız değerle yalnızca bir organizasyon dehası değil, aynı zamanda Türkiye'nin dünya sahnesindeki temsil gücüdür.

Yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde adını altın harflerle yazdıran vizyoner bir lider olarak dikkat çekiyor.

KM Events’in kurucusu ve yöneticisi, TUED - Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği'nin kurucu başkanı, aynı zamanda SKAL İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi olan Tepeler, organizasyon dünyasında iz bırakan sayısız başarıya imza attı.

30 Yılı Aşkın Birikimle Dünya Sahnesinde

1995 yılında kurduğu KM Events ile Amerika’dan Hindistan’a, Azerbaycan’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkeden gelen çiftlerin düğünlerini masalsı atmosferlerde gerçekleştiren Tepeler, Papa Benedict XVI, George Bush, Tony Blair, Jacques Chirac, Gerhard Schröder, Berlusconi, İlham Aliyev gibi dünya liderlerini ağırlayarak bu alanda Türkiye’nin en önemli yüzü haline geldi.

Etkinlik Sektöründe Türkiye'nin Uluslararası Temsilcisi

ILEA – International Live Events Association’a Amerika dışından seçilen tek yönetim kurulu üyesi olarak, global düzeyde etkinlik sektörünü yönlendirme misyonunu başarıyla sürdürüyor.

Meltem Tepeler, Türkiye’yi yalnızca temsil etmiyor; Boğaziçi Üniversitesi'nde kurduğu etkinlik yönetimi programları ve genç profesyonellere verdiği derslerle sektöre nitelikli insan kaynağı da kazandırıyor.

Dünya Sahnesinde Üst Üste Ödüller

2024 yılı, Meltem Tepeler için adeta bir ödül yılı oldu.
RSVP Global – Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Bu prestijli ödül, yalnızca büyük başarılara değil, o başarıların arkasındaki azim, liderlik ve yaratıcılığa veriliyor. Ve hiç kuşkusuz, bu ödül en çok Meltem Tepeler’e yakıştı.

Hindistan Shubh Wedding & Lifestyle Awards – Yılın En İyi Düğün Tasarımcısı

 Global düğün pazarında Asya’nın kalbinden gelen bu büyük ödül, Türkiye'nin yaratıcı gücünü dünya vitrinine taşıdı.


World Bride Magazine Kapak Konuğu (Ocak 2025)

 ABD’nin önde gelen düğün dergilerinden biri olan WBM, yalnızca sektörde fark yaratanları kapağına taşır. Meltem Tepeler’in vizyonunu, “yaratıcılığın ve estetiğin mükemmel bileşimi” olarak tanımlayan bu kapak, hem Sofralar Sergisi’ni hem de Türkiye’yi uluslararası arenada onurlandırdı.

Yaratıcılıkta Sınır Tanımıyor, Sofralar Sergisi – Yaratıcılık Konferansı

Meltem Tepeler’in vizyoner yaklaşımıyla doğan ve 2022’den bu yana her yıl düzenlenen Sofralar Sergisi, 2025’te dördüncü kez İstanbul’da düzenlenecek. Bu etkinlik, yalnızca bir konferans değil, aynı zamanda yaratıcı bir kültürel buluşma, networking fırsatı ve gençlere açılan bir vizyon kapısı.

 Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek bu dev organizasyon, Türkiye’yi bir dünya düğün ve etkinlik merkezi haline getirmeye kararlı.

Sektörel Birlik ve Dayanışma: TUED’in Kurucusu

Meltem Tepeler, 2019’da kurduğu TUED – Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği ile, sektörün uluslararası standartlarda gelişmesini sağlayan bir platform oluşturdu.

Bu dernek, organizasyon dünyasının tüm aktörlerini bir araya getirerek Türkiye’nin MICE ve etkinlik turizmi potansiyelini dünyaya tanıtmaya devam ediyor.

Meltem Tepeler yalnızca bir iş insanı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürel ve yaratıcı gücünü global ölçekte temsil eden bir vizyon lideridir. Kazandığı her ödül, Türkiye'nin adını dünya sahnesinde daha da yukarılara taşımaktadır. Meltem Tepeler gibi kadınlar, geleceğin Türkiye’sini şekillendirecek olan ilham kaynaklarıdır.

yilmazparlar@yahoo.com

20 Haziran 2025 Cuma

Dört Kapı Anadolu Rüyası Lansmanı-Yılmaz Parlar

  

Anadolu’nun Kültür Hazinesi “Dört Kapı” Sahneye Taşındı

Forte Kültür Sanat Akademisi’nden Kültürel Bir Diriliş Hareketi

Forte Kültür Sanat Akademi’nin öncülüğünde hayata geçirilen “Anadolu Rüyası” projesi, bu yıl “Dört Kapı” temasıyla sahneye taşınıyor.

Kültürel mirası genç kuşaklara aktarmayı hedefleyen proje, yurt içi ve yurt dışında elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor. Litvanya, Güney Kore ve Jeju Adası’nda Türkiye’yi başarıyla temsil eden ekip, 2025 yılında Brezilya’da yapılacak uluslararası yarışmada da sahne alacak.

Topkapı Kültür Parkında 19 Haziran 2024 Perşembe günü Lansmanı yapılan projenin açılış konuşmalarını Akademinin kurucusu ve projenin genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Seyfullah Türksoy, Anadolu Folk Grubu Kurucusu ve Başkanı Göksenin İleri, yaptılar.

Akademinin kurucusu ve projenin genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, 28 yıllık halk dansları birikimiyle bu rüyayı 2015 yılında başlattı.

Lise ve üniversite öğrencilerine yönelik hazırlanan proje, sadece dans eğitimiyle sınırlı kalmayıp yaşam kültürü, sahne disiplini, makyaj ve kostüm gibi alanlarda da kapsamlı bir eğitim sunuyor.

Ankara, İzmir, Uşak ve Giresun gibi şehirlerde 8 ay boyunca süren çalışmalar sonucunda, 60 öğrenci 29 Haziran’da Ankara’da büyük bir gösteriyle sahne alacak.

Proje kapsamında Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden esinlenilen danslar eşliğinde birlikte yaşamanın zenginliği yeniden yorumlanıyor. “Dört Kapı” temasıyla izleyiciyi mistik bir yolculuğa çıkaran gösteri, Anadolu’nun çok katmanlı kültürel yapısına dikkat çekiyor.

29 Haziran'daki gösterimin ardından proje Giresun, İzmir ve İstanbul’da sahnelenmeye devam edecek. Anadolu’nun kadim kültürünü yaşatmak adına önemli bir adım olan bu proje, aynı zamanda uluslararası arenada Türkiye’nin kültürel gücünü temsil etme hedefi taşıyor.


Anadolu Rüyası “Dört Kapı”yla Yeniden Hayat Buldu.
Forte Kültür Sanat Akademisi'nin kurumsal çatısı altında hayata geçirilen "Anadolu Rüyası" projesi, bu yıl “Dört Kapı” temasıyla başta Ankara olmak üzere birçok şehirde sahneye taşınıyor. Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden ilham alan gösteri, Türk kültürünün zenginliğini ve çok sesliliğini sahneye taşıyor.

Forte Kültür Sanat Akademisi, Türkiye’de Bir İlk

Kurucu Okan Gürbüz: “Bu Rüya, Anadolu'nun Rüyasıdır”

Projenin mimarı, aynı zamanda genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, lansman konuşmasında; “Bu bir çocuğun rüyası olarak başladı. 28 yıl boyunca Anadolu'nun zengin kültürel mirasını sahnede taşımaya adadım kendimi. 2015'te ‘Anadolu Rüyası’ ile gençlere bu mirası aktarmak için yola çıktık. Sadece dans değil; yaşam biçimi, geleneksel bilgi, sahne makyajı ve kostüm eğitimleri de verdik.

Projeyi Diyarbakır'dan Edirne'ye, Adana'dan Giresun'a kadar yaydık. Bu yıl 60 öğrencimiz sekiz ay boyunca İzmir, Uşak ve Giresun’da hazırlandı. 29 Haziran’da Ankara’da sahne alacaklar. Ardından İstanbul, Giresun ve İzmir’de gösterilere devam edeceğiz. Bu proje, geleneksel formata sadık kalan ama geleceğe bakan bir kültür hareketidir.”

“Dört Kapı”, Farklı Kültürlerin Ortak Sesi

Bu yılki tema olan “Dört Kapı”, Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden izler taşıyor. Her biri Anadolu’nun çok sesli kültürel mozaiğini temsil eden bu unsurlar, danslarla ve anlatılarla sahnede can buluyor. Gösteri, 55 dakikalık dramatik bir anlatımla seyirciyi dört farklı kapıdan geçirerek kadim bilgeliğe ulaştırıyor.

Seyfullah Türksoy, “Bu Kültür Markalaşmalı”

İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Dr.Seyfullah Türksoy, etkinlikte yaptığı etkileyici konuşmada şunları söyledi:

“Otuz beş yıldır Türk dünyasının her coğrafyasında kültürel diplomasi için çalıştım. Anadolu kültürü dünyanın en zengin hazinelerinden biridir ama ne yazık ki markalaşmayı başaramadık.

Marmaris’te, Kuşadası’nda sahnelenen yoz şovlar yerine kendi halk danslarımız, kültürel değerlerimiz tanıtılmalıydı. ‘Anadolu Rüyası’, bu eksikliği akademik bir yaklaşımla kapatıyor. Bu kıymetli projeyi gönülden destekliyoruz.”

Göksenin İleri, “Bu Gençlik Umut Veriyor”

Anadolu Folk Grubu’nun kurucusu ve usta eğitmen Göksenin İleri, sahneden gençlere ve projeye destek verdi; “Bu işi yıllardır yapan biri olarak söyleyebilirim ki; Okan Gürbüz’ün bu yolda yürümeye devam etmesi bizi hem mutlu ediyor hem gururlandırıyor. Her zaman yanındayım. Gençlerin bu projeye gönül vermesi, kültürümüzün yaşaması için büyük bir umut kaynağı.”





Sunucudan Mesaj, “Bu Sadece Bir Gösteri Değil, Kültürel Bir Davettir”

Etkinliğin sunucusu, lansmanın kapanışında; “Bu sadece bir sahne gösterisi değil; bu toprakların sesi, göçen geleneklerin hatırlatılması ve geleceğe bir çağrıdır. Anadolu Rüyası, hepimizi bu dört kapının ötesine, birlikte yaşamanın, üretmenin ve anı yaşatmanın değerine davet ediyor.”

Dünya Sahnesinde Anadolu Rüyası

Forte Kültür Sanat Akademisi'nin başarıları sadece yurt içiyle sınırlı değil. Litvanya, Güney Kore ve Jeju Adası’nda alınan dünya birincilikleri, Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil ediyor. Bu yıl Brezilya’daki bir uluslararası festivale katılacak olan ekip, kültürel diplomaside yeni bir adım atmaya hazırlanıyor.

Gelecek Turne Takvimi

29 Haziran – Ankara Gösterimi
Temmuz – Giresun ve İzmir Gösterileri
Sonbahar 2025 – İstanbul Gösterimi ve ardından uluslararası turne

yilmazparlar@yahoo.com

.


16 Haziran 2025 Pazartesi

ŞATTAFAT-Yılmaz Parlar

  

Sanatın Göz Kamaştıran Çığlığı

ŞATTAFAT” Sergisi Azarnegari Art House’da Büyüledi

Sanat, yüzeyin ardında saklanan hakikatleri cesurca anlatabildiğinde gerçek anlamını bulur. “ŞATTAFAT” sergisi tam da bunu yaptı: Estetiği bir sığınak değil, bir uyanış aracı olarak kullanarak izleyicisini hayranlıkla sarstı.

Azarnegari sanatını dünyaya kazandıran efsanevi sanatçı Ahad Saadi’nin kurucusu olduğu Azarnegari Art House, etkileyici bir sanat etkinliğine daha ev sahipliği yaptı.

Azarnegari Art House, Sanat Merkezi direktörü Handan Oksal gelen misafirlerle ayrı ayrı ilgilendi.

Sanatçı Ayça Şen’in dört yıldır sürdürdüğü “Yeteneksizler için Resim Atölyesi”nin altıncı sergisi olan “ŞATTAFAT”, izleyiciye yalnızca sanat değil; estetik, kültür, politika ve toplumsal cinsiyet üzerine derin bir sorgulama sundu.

Kadın Bedeninin Sessiz Çığlığı ve Görünürlüğün Ekonomisi

Sergi, özellikle kadın bedeni üzerinden şekillenen toplumsal beklentileri, görsel normları ve muhafazakâr estetiği sarsıcı biçimde gözler önüne serdi. Muhafazakârlığın ve tüketim kültürünün iç dünyamıza nasıl sızdığına dair çarpıcı bir sorgulama sunan sergi, sadece estetik değil, aynı zamanda bir zihinsel devrim teklif etti.

Kadın bedeni, gündelik jestler, arzular ve estetik normlarla örülü bir koreografi içinde sunulurken, sanatçılar “kadın” kimliğinin sistem tarafından yeniden tanımlanma çabasını teşhir etti. “Görev yalnızca görünmek değil; göze uygun görünmek, estetikle rıza üretmek” fikri, serginin ana eksenini oluşturdu.

Dolay Özdinç Göğüş’ten Unutulmaz Performans: ‘Ortadoğu Yine Yanıyor’

Serginin en dikkat çekici anlarından biri, Dolay Özdinç Göğüş’ün yuvarlak halı üzerinde gerçekleştirdiği performans oldu.

Oryantal ezgilerin eşlik ettiği bu anlatı, sadece bir dans değil; ideolojik ortaklıklara ait arzuların ve coğrafyanın kadın bedeni üzerinden yazdığı kaderin sembolik temsiliydi. Göğüş’ün ifadesiyle:

“Ortadoğu yine yanıyor. Sahnedeki figür hâlâ aynı: Birileri birileri üzerinden insanlık suçlarını, nefret şartlarını intikam ateşiyle aklileştirmeye çalışıyor.”

Bu performans, kadının sesi bastırılmış, bedeni gözetim altına alınmış dünyasında aslında söylenemeyenlerin çığlığıydı. Yüzeyde şatafat, derinde çöküştü.

Kolektif Anlatının Gücü: Doğa, Döngü, Kadın ve Zaman

Angelina Zeynep Trupia, Neslihan Hüsna, Sürayya Kurt gibi sanatçılar; doğa, zaman ve kadının dişil yaratım gücü üzerine kurulu eserleriyle dikkat çekti. Bu eserlerde doğa ve kadının birlikte döngüsel bir bütünlük oluşturduğu, bereket ve doğurganlık sembolleriyle derin bir bağ kurulduğu görüldü.

Şatafat burada yalnızca maddi ihtişamı değil, yaşamın göz kamaştırıcı karmaşasını da temsil eden bir metafora dönüştü.

Ahad Saadi’den Barış Çağrısı ve Kültürel Güç Vurgusu

Açılış konuşmasında Ahad Saadi, sanatın evrensel diliyle barışı yüceltirken, İran kültürünün kadim gücüne de vurgu yaptı.

“Sanat, barışın en güçlü taşıyıcısıdır. Azarnegari sanatıyla amacımız; farklılıklarımızla birlikte daha zengin, daha güçlü bir dünya kurmak. İran; sanatı, kültürü ve halkının dirayetiyle bu yolda önemli bir köprü olmaya devam edecektir.”

Sergi 21 Haziran’a Kadar Açık

Sanatseverlerin büyük ilgi gösterdiği sergi, açılış sonrası düzenlenen açık artırmayla da koleksiyonerlere ulaşma şansı sundu. “ŞATTAFAT”, 21 Haziran’a kadar Azarnegari Art House’da ziyaret edilebilir.

ŞATTAFAT, yalnızca bir sergi değil, sanatın direnişe dönüştüğü bir manifesto… Bu sergiyle birlikte estetiğin sadece göz alıcı bir yüzey değil, yüzeyin altında saklı hakikatin dili olabileceği bir kez daha kanıtlandı. Sanat adına, cesaret adına, kadın adına Mükemmel

yilmazparlar@yahoo.com

25 Mayıs 2025 Pazar

7. Etnospor Kültür Festivali-Yılmaz Parlar

 7. Etnospor Kültür Festivali

Kültürlerin kaynaştığı, kimliklerin özgürce temsil edildiği, geçmişin değerlerinin bugünün gençlerine taşındığı bir atmosfer…

7. Etnospor Kültür Festivali’nde atılan her adımda bu hissi yaşıyorsunuz.

Özellikle Türk dünyasının güçlü temsilcilerinden biri olan Özbekistan’ın kadın hakları savunucularını ve genç temsilcilerini görmek, kültürel diplomasi açısından umut verici bir tablo sundu.

Özbek Kadınlarından Kültür Köprüsü Etnospor'da Renkli Buluşma

Dünya Etnospor Konfederasyonu tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen Etnospor Kültür Festivali, 22-25 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Havalimanı’nda kültürlerin ve geleneksel sporların buluşma noktası oldu. Festivalin en dikkat çekici ziyaretçileri arasında Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği yer aldı. Dernek başkanı Azade İslamova öncülüğünde gelen yönetim kadrosu, Türk dünyasına ait kültür stantlarını büyük bir ilgiyle gezdi.

Festivalin sadece bir eğlence değil, aynı zamanda kadınların kültürel temsiliyetinin güçlendiği bir platform olduğuna dikkat çeken İslamova, “Özbek kadınının sesi burada daha gür çıkıyor. Kültürümüzü tanıtmak kadar, uluslararası dayanışmayı da önemsiyoruz,” dedi.

Özbek Pilavı Damgasını Vurdu

Festivalin gastronomi ayağında ise Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi damgasını vurdu. Müdür Mehmet Taşcı öncülüğünde hazırlanan özel stantta, Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı öğrencileri tarafından dört gün boyunca ikram edilen Özbek pilavı, etkinliğin en gözde lezzetlerinden biri oldu. Uzun kuyruklar oluşturan ziyaretçiler, bu geleneksel tatla festivalin ruhunu damaklarında hissetti.

Kültürlerarası Üniversite Buluşması

Özbek heyeti, Etnospor kapsamındaki kültürel etkinliklerin yanı sıra eş zamanlı olarak Kültür Üniversitesi’nde düzenlenen kültür festivaline de katıldı. Burada dünyanın dört bir yanından gelen öğrenciler, geleneksel kıyafetleri içinde ülkelerini tanıttı. Özbek heyeti, farklı kültürlerin tatlarını ve ezgilerini deneyimleyerek evrensel kültürel mirasın bir parçası olmanın gururunu yaşadı.


Geleneksel sporların ve halk kültürlerinin buluştuğu bu festival, yalnızca bir etkinlik değil, ortak insanlık değerlerinin sergilendiği bir kültürel direnç ve diriliş alanı oldu. Özbek kadınlarının güçlü varlığı ise bu dirilişe kadın emeğiyle katılan bir ses oldu. Kültürler, ancak bu denli sahici karşılaşmalarla gelecek kuşaklara taşınabilir. İşte Etnospor, tam da bunu başarıyor.

yilmazparlar@yahoo.com